Geçmişten Günümüze Kadınlar
Kadın hakları mücadelesi, tarih boyunca birçok aşamadan geçti. Toplumsal yapılar değişse de, kadının toplumdaki yeri, iş hayatındaki varlığı ve bedeni üzerindeki tartışmalar hep güncelliğini korudu. Bugün, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde, büyük şirketlerden devlet kurumlarına, medyadan sosyal medya fenomenlerine kadar herkes kadın haklarına dair paylaşımlar yapıyor. Fakat yılın geri kalanında kadınlar iş hayatında, siyasette, sanatta ve günlük yaşamda ne kadar görünür?

Kadın bedeni, tarih boyunca pazarlama aracı olarak kullanıldı. Moda, kozmetik, otomotiv ve teknoloji sektörlerinde kadın imajı, ürünleri cazip hale getirmek için bir araç haline getirildi. Bugün uluslararası fuarlarda, teknoloji ve otomotiv etkinliklerinde kadınlar ne kadar temsil ediliyor? Katılımcı sayıları incelendiğinde, erkek egemen bir düzenin hâlâ devam ettiği görülüyor. Kadınlar, sunucu, hostes ya da arka planda görevli olarak varlık gösterirken, karar verici pozisyonlarda çok daha az temsil ediliyor.
Özellikle iş dünyasında, kadınlar yönetici pozisyonlarına gelmek için erkeklerden daha fazla çalışmak ve kendilerini sürekli kanıtlamak zorunda kalıyor. Ancak sosyal medya paylaşımlarına bakıldığında, birçok şirketin 8 Mart’ta “Kadınların Yanındayız” mesajı verdiğini görüyoruz. Peki, gerçekten öyle mi?
Geçmişte kadınların çalışma hayatına katılımı yasalarla kısıtlanırken, günümüzde bu engeller dolaylı yollardan devam ediyor. İş dünyasında hala “erkek işi” ve “kadın işi” ayrımı var. Kadınlar yönetici pozisyonlarında azınlıkta, eşit işe eşit ücret hala birçok sektörde sağlanmış değil. Kadınların yükselmesi için “erkek gibi” olmaları gerektiği düşüncesi bile bu sistemin ne kadar köklü bir sorun olduğunu gösteriyor.

2024 verilerine göre, Fortune 500 listesinde yer alan şirketlerin yalnızca %10'u kadın CEO’lar tarafından yönetiliyor. Toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık artıyor gibi görünse de, rakamlar kadınların hala iş dünyasında geride bırakıldığını ortaya koyuyor.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü, markaların toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki taahhütlerini dile getirdikleri özel bir gün olarak öne çıkıyor. Ancak, bu taahhütlerin yıl boyunca ne ölçüde sürdürüldüğü ve gerçek uygulamalara yansıyıp yansımadığı önemli bir soru işareti.
Bazı şirketler, kadın istihdamı ve yönetici pozisyonlarında kadın oranlarını artırma konusunda dikkate değer adımlar atmıştır.
Türkiye genelinde kadınların işgücüne katılım oranı %34 seviyesindedir ve kadın yönetici oranı %18'dir. Bu veriler, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda alınması gereken daha çok yol olduğunu göstermektedir.
8 Mart’ta birçok marka, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın hakları konularında farkındalık yaratmak için çeşitli kampanyalar düzenlemektedir.
LC Waikiki: “Eşitsizlik Koleksiyonu” ile iş yaşamındaki eşitsizlik verilerini tasarımlarına taşıyarak farkındalık yaratmıştır.
DeFacto: “Kadın Eşittir Erkek” kampanyasıyla cinsiyet eşitliği bilincinin çocuklukta verilmesi gerektiğini vurgulamıştır.
Ancak, bu tür kampanyaların ötesinde, markaların yıl boyunca toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda somut adımlar atmaları esastır. Kadın çalışanlara eşit ücret politikalarının uygulanması, yönetim kademelerinde kadın temsilinin artırılması ve işe alım süreçlerinde cinsiyet eşitliğinin gözetilmesi, gerçek desteğin göstergeleridir.