UNUTMAMAK: Toplumsal Sorumluluğun Yükü

UNUTMAMAK: Toplumsal Sorumluluğun Yükü

Parlamak için birer yıldız olan çocuklar, şimdi sadece dinlenmek istedikleri yerde, gökyüzünün kollarında parlamaya devam ediyorlar. Peki, onlar neden oradalar biliyor musunuz? Sorumlu olması gereken ama sorumluluğunu yerine getirmeyen insanlar yüzünden.

Her felakette birçok hayat sönüyor ve biz, kalanlar, “Hayat bu,” diyerek yaşama devam etmeye çalışıyoruz. Ama bu çabalarımız, unutmaktan ya da unutturmaktan öteye gidiyor mu? Toplum olarak, acıyı üstü kapatılmış bir yara gibi taşımaya çoktan alışmış gibiyiz.

Görsel: Haber Global

Bu hafta hepimizi sarsan Bolu Kartalkaya felaketi ki bence cinayet, bu gerçeği bir kez daha yüzümüze çarptı. Kayak yapmak için gittikleri Kartalkaya’da bir otel binasının yangın yüzünden bir “mezara” dönüşmesi… Bu sadece bir tesadüf ya da “kader” miydi? Yoksa yıllarca ihmallerle yıpratılmış bir sistemin acı meyvesi mi ?

Yetkililerin yangından sonra yaptıkları açıklamalar, “yangın çıkışlılarının yetersizliği” gibi sorunların uzun süredir bilindiğini gösteriyor. Öyleyse neden önlem alınmıyor? Bu olay, büyük felaketlerin arkasında yatan sorumsuzluğu bir kez daha çıplak gözle görmemizi sağladı.

“İnsanlığın bittiği yer: yardım feryatları arasında kayak yapan insanlar.”

Görsel: Tourism Today

Bir Toplumsal Hafıza Kaybı

Yangınların, kazaların ya da depremlerin ardından ortaya çıkan tablo, bizlere şu soruyu sorduruyor: Unutuyor muyuz, yoksa unutturuluyor muyuz? Felaketlerden sonra açıklamalar ve soruşturmalar o kadar hızlıca kapatılıyor ki, her yeni trajedi, eskisinin üzerini kapatıyor.

Bolu Kartalkaya’da yaşanan trajedi, sadece bir otel faciası değil, daha derin bir toplumsal sorun olan sorumluluk eksikliği üzerine düşünmemizi gerektiriyor. Her yeni gün yeni bir trajedi ile karşılaşıyoruz: Depremler, seller, tren kazaları… Ancak bunların kaçı gerçekten “doğal” ve kaçı insan elinden çıkan hataların eseri?

Yangından sonra okulların, sosyal medya hesaplarının ve resmî kurumların yas mesajlarıyla dolması, acının boyutunu gözler önüne seriyor. Dedeler, babaanneler, anneler; çocuklarını ve torunlarını kaybetti. Bu olayın bu noktaya gelmesi mi gerekmeliydi? Denetimlerin sadece LinkedIn paylaşımlarında övünç kaynağı olarak gösterilmesi yerine, insanların yaşama hakkını korumaya hizmet etmesi gerekmez mi?

Bir Umut: Unutmayıp Ders Çıkarmak

Artık durup düşünmenin ve hayatın içindeki bu karanlığı aydınlatacak adımlar atmanın vakti geldi. Felaketlerden ders çıkarmak, en temel insani sorumluluklardan biridir. Deprem bölgelerinde daha sağlam yapılar inşa etmek, yangın çıkışlarını kontrol etmek ya da seller için altyapı güçlendirmek sadece teknik birer önlem değil, aynı zamanda ahlaki bir zorunluluktur.

Kartalkaya, bir tatil beldesi olmaktan çıkıp bir trajedinin merkezi oldu. Ancak bu olaydaki sorumlulukları kabul edip, etkili çözümler uygulayarak gelecekteki trajedileri önlemek bizlerin elinde.

Artık görmemezlikten gelme lüksümüz yok. İnsanlarımızı kaybetmemek için sorumluluğumuzun farkında olmalıyız. Unutmayalım, unutturmayalım.