Yapay Zeka ve Sürdürülebilirlik

Sürdürülebilirlik, günümüzde hem bireylerin hem de organizasyonların gündemindeki en önemli konulardan biri haline geldi. İnsanlığın çevre üzerindeki etkileri giderek daha belirgin bir şekilde hissediliyor; iklim değişikliği, doğal kaynakların tükenmesi ve artan çevre kirliliği, gezegenimizin taşıma kapasitesini zorlayan başlıca sorunlardan. Bu durum, inovasyon ve teknolojiyi sorunun çözümünde kilit oyuncular haline getiriyor. İşte tam da bu noktada Yapay Zeka (YZ)devreye giriyor. Yapay zeka, çok büyük miktardaki veriyi işleme, analiz etme ve anlamlı sonuçlar üretme kapasitesine sahip bir teknoloji olarak, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada güçlü bir araç olarak konumlanıyor. Ancak bu ilişkinin karmaşıklığını anlamak için yapay zekanın sürdürülebilirliğe sağladığı katkıları, potansiyel riskleri ve gelecekteki etkilerini daha derinlemesine ele almak gerekiyor.

Image: Pinterest

Dünya genelinde enerji sektörü, karbon emisyonlarının en büyük kaynaklarından biri. Yenilenebilir enerji kaynaklarının yaygınlaşmasına rağmen, enerji yönetimi hâlâ önemli bir sorun olmaya devam ediyor. Yapay zeka, enerji verimliliğini artırmak ve karbon emisyonlarını azaltmak için kullanılan en etkili teknolojilerden biri haline geldi.

Google, veri merkezlerinde yapay zeka tabanlı bir soğutma sistemi kullanarak enerji tüketimini %40 oranında azaltmayı başardı. Bu, hem maliyetleri düşürmek hem de karbon ayak izini küçültmek adına etkileyici bir adım. Ayrıca, akıllı şebeke teknolojileri, enerji arz ve talebini daha verimli bir şekilde yöneterek yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını kolaylaştırıyor.

Image: Pinterest

Tarımsal üretim alanında ise, su kaynakları ve toprak verimliliği üzerinde büyük bir baskı oluşturuyor. Geleneksel yöntemler, kaynakların israfına yol açarken yapay zeka tabanlı uygulamalar bu süreçleri daha sürdürülebilir hale getiriyor.

IBM’in geliştirdiği “Watson Decision Platform for Agriculture”, hava durumu, toprak analizi ve mahsul rotasyonları gibi verileri analiz ederek çiftçilere rehberlik ediyor. Bu sayede su, gübre ve pestisit kullanımı optimize edilirken, mahsul verimliliği artırılıyor.

Doğal kaynakların sınırlı olduğu bir dünyada, atıkların yönetimi ve geri dönüşüm, sürdürülebilirliğin en önemli ayaklarından birini oluşturuyor. Yapay zeka, atık yönetimi süreçlerinde devrim yaratarak döngüsel ekonomiyi destekliyor.

Finlandiya merkezli ZenRobotics ise, yapay zeka destekli robotlarla geri dönüşüm malzemelerini sınıflandırıyor. Bu robotlar, cam, plastik ve metal gibi malzemeleri doğru bir şekilde ayırarak geri dönüşüm oranlarını artırıyor ve maliyetleri düşürüyor.

Yapay zekanın sürdürülebilirliğe katkıları etkileyici olsa da, bu teknolojinin kendi çevresel etkileri de dikkat çekiyor. Yapay zeka modellerinin eğitimi ve çalıştırılması, yoğun işlem gücü gerektiriyor. Bu süreçlerin yüksek enerji tüketimi, yapay zekanın karbon ayak izini artırabilir. Örneğin, bir büyük dil modeli (Large Language Model) eğitimi sırasında tüketilen enerji, yüzlerce ton karbon emisyonuna denk gelebilir.

Yapay zeka tabanlı uygulamalar, veriye dayalı kararlar alırken tarafsızlık sorunları yaratabilir. Bu, sürdürülebilirlik politikalarının yalnızca belirli bir grup için fayda sağlamasına yol açabilir. Bu nedenle, yapay zekanın geliştirilmesi ve uygulanmasında etik ilkelerin benimsenmesi büyük önem taşır. Sürdürülebilirlik odaklı yapay zeka çözümlerinin gelecekte daha da etkili hale gelmesi bekleniyor. Bu potansiyel, özellikle aşağıdaki alanlarda daha fazla inovasyonla mümkün olabilir. AI tabanlı karbon izleme araçları, ülkeler ve şirketler için karbon emisyonlarının gerçek zamanlı olarak izlenmesini sağlayabilir. Bu, Paris Anlaşması gibi küresel taahhütlerin yerine getirilmesine büyük katkı sağlayabilir. Elektrikli ve otonom araçların yaygınlaşması, yapay zeka ile optimize edilmiş ulaşım ağlarıyla birleştiğinde karbon emisyonlarını büyük ölçüde azaltabilir.

Yapay zeka, çevresel restorasyon projelerinde de kullanılabilir. Örneğin, drone’lar ve YZ tabanlı analiz araçları, ormansızlaşmayı önlemek ve ekosistemlerin restorasyonunu hızlandırmak için etkili çözümler sunabilir. Yapay zekanın sürdürülebilirlik için en iyi şekilde kullanılabilmesi, uluslararası düzeyde bir iş birliğini gerektirir.

Sürdürülebilir AI Politikaları: Hükümetler ve şirketler, YZ tabanlı projelerin çevresel etkilerini minimize etmek için politikalar geliştirmelidir.

Karbon Nötr Teknolojiler: AI modellerinin enerji tüketimini azaltan, daha verimli algoritmalar ve yenilenebilir enerji kaynakları kullanılması teşvik edilmelidir.

Herkes İçin Erişilebilir Teknoloji: AI uygulamaları, gelişmekte olan ülkeler için de ulaşılabilir hale getirilmelidir.

Yapay zeka, doğru uygulamalar ve etik yaklaşımlarla sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada önemli bir araç olabilir. Ancak bu teknolojinin potansiyelini tam anlamıyla gerçekleştirebilmesi için çevresel etkilerinin iyi değerlendirilmesi ve sorumlu bir şekilde kullanılması gerekiyor. Yapay zekayı yalnızca bir teknoloji olarak değil, geleceğimizi şekillendirecek bir fırsat olarak görmeliyiz.

Kaynakça:

• Google Sustainability Report, 2023.

• IBM Watson Decision Platform for Agriculture, 2024.

• UNEP, 2023: “AI and Climate Change”.

• ZenRobotics, 2024.

• Microsoft AI for Earth: https://www.microsoft.com/en-us/ai/ai-for-earth